( Adisyon kalemiyle çizdim. Biraz dandik oldu.)
Japon abi barın karşısındaki ofiste kalırdı. Ofis dediğime bakmayın. Moloz yığınları ile doluydu arka tarafı. Bir kanepe vardı bir de elektrikli ısıtıcısı. İkide bir bozulurdu. Yeniden tamir ederdik.
1.70 boylarında çekik gözlüydü. Bundandır Japon derdik. Asıl adını çok sonradan öğrendim. Ama biz yine de Japon diyelim. Çalıştığım ilk gündü. Sabah saat 11 buçuktu. Barın kapısı açıldı birden.
(Japon üstü çıplak bir şekilde bara girer.)
Japon – Bak bi bak!
Poyraz – Efendim abi?
Japon – Nasıl olmuş
Poyraz – Ne?
Japon – Sakal sakal. Karanlıkta kestim amınakoyim.
Poyraz – Çok güzel, düzenli kesmişsin
Japon – Gider dimi böyle
Poyraz – Gider gider.
Bir ara bara geldi yine. Kola var mı dedi. Bira bardağına doldurdum. Gülümsedi, eskiden dedi;
Eskiden olsa böyle miydi? Kafam gitmişti bu saate.
Amatem’de tedavi gördüm ben. 2.5 ay kaldım. Normalde 1 ay kalma hakkımız vardı. 2.5 ay kaldım. Benim 2.5 ay kaldığımı duyan daha çok kalmak istiyordu. Doktor galeyana geliyorlar diye beni çıkardı. Benim o kadar kaldığımı duyan daha çok kalmak istiyordu.
Poyraz – Ne yapıyordunuz abi orada?
Japon – Boncuk diziyorduk. Akşama kadar amınakoyim. Birbirimizle yarışıyorduk.
Psikiyatrist’e gittim yine geçen.
Psikiyatrist dedi ki;
Şu an hayatın yoluna girse, hayata on üzerinden kaç puan verirsin. Sıfır dedim amınakoyim. Niye diye sormadı.
– Niye abi ?
Ulan gelmişim 45’ime bu yaştan sonra hayatım yoluna girse ne olacak. Dozu yükseltti yolladı. İlacı da almadım amınakoyim.
Comments